TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, Bursa TB Online Akademi’de Çay 5.0 söyleşilerinin konuğu oldu. Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile ticarette yeni bir dünya düzeni başlatmayı hedeflediğini söyleyen Yiğit Ateş, Türkiye’nin entegrasyon sürecini hızlandırması gerektiğini vurguladı.
Bursa Ticaret Borsası’nın (Bursa TB) gelişim platformu olarak hayata geçirdiği Bursa TB Online Akademi, Çay 5.0 söyleşileri ile devam ediyor. AB Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm sürecinin ele alındığı etkinliğin bu ay ki konuğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Borsalar Müdürü Yiğit Ateş oldu. Bursa TB Konferans Salonu’nda ve eş zamanlı çevrimiçi olarak hibrit şekilde gerçekleştirilen programı Bursa TB Meclis Üyesi Mustafa Aksu, Genel Sekreter Fehmi Yıldız ile birlikte çok sayıda katılımcı takip etti. Programda konuşan TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve beraberinde yaşanacak yeşil dönüşüm süreci ile bu sürecin Türkiye’ye etkisi hakkında bilgiler verdi.
İklim nötr Avrupa hedefi
Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat sürecinin 11 Aralık 2019 tarihinde alınan kararla başladığını söyleyen Yiğit Ateş, “Avrupa Birliği, Yeşil Mutabakat ile birlikte ilk etapta 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 55, karbon salınımını ise yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyor. 2050 yılında ise iklim nötr bir kıta Avrupası oluşturmayı amaçlıyor. Aslında yeşil kavramı her zaman doğa ve çevre bağlantılı olan bir kavram ancak AB Yeşil Mutabakatı’nda ticari beklentiler de söz konusu. Çünkü bu süreçte modern ve yenilikçi politikalar ile rekabet ortamları oluşturulacak” dedi.
AB’den Yeşil Mutabakata 1 Trilyon Euro yatırım
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat ile birlikte sadece çevre bağlamında değil, ticarette de yeni bir dünya düzeni başlatmayı amaçladığını kaydeden Yiğit Ateş, “Enerjiden ulaşıma, tarımdan sanayiye hatta vergilendirmeye kadar komple yeni bir sistem ile karşı karşıya kalacağız. Bunun farkında olan Avrupa Birliği oluşturduğu eylem planları ile Yeşil Mutabakata entegrasyon için çalışmalar yürütürken, önümüzdeki 10 yıl için yaklaşık 1 trilyon Euro’luk bir yatırım planıyla da bu süreçte etkin olmayı hedefliyor” diye konuştu.
“Emisyon Ticaret Sistemi’ne entegrasyonu hızlandırmalıyız”
Avrupa Birliği’nin bu süreçte ticaret yaptığı ülkeler ile alakalı çeşitli sistemler geliştirdiğini kaydeden TOBB Borsalar Müdürü Yiğit Ateş, bu sistemlerin en önemlisinin emisyon ticaret sistemi olduğunu vurguladı. 25 milyar Euro kaynak ayrılan bu sistem neticesinde sınırda karbon salınım oranına göre ithalatta fiyatlamanın belirleneceğine dikkati çeken Ateş, “Emisyon ticaret sistemi aslında Avrupa Birliği’nin karbon pazarı. Bu gazların salınımından sorumlu olan sektörlerin yüzde 45’inin olduğu bir sistemden bahsediyoruz. Avrupa Birliği, ithal ettiği ürünlerde karbon gümrük vergisi koyacak. 2026'dan itibaren AB'ye doğrudan para ödemeye başlayacağız. Biz 'Para kazanalım.' derken AB'ye bundan dolayı para ödeyeceğiz. Eğer gerekli önlemleri almazsak bu rakam yılda yaklaşık 770 milyon Euro. Türkiye olarak 2026 yılına kadar bu sisteme entegre olabilmek adına çalışmalarımızı hızlandırmalıyız” ifadelerini kullandı. Türkiye’nin Yeşil Mutabakat Eylem planı çerçevesinde çalışmalar yürüttüğünü kaydeden Ateş, entegrasyonun kolay olmadığını bu nedenle özellikle firmaların hibelerden yararlanması gerektiğini ve Ufuk Avrupa Hibe programlarının özellikle özel sektör tarafından takip edilmesi gerektiğini söyledi.
“Tarımda temel sorun bilinçsiz kullanım”
AB Yeşil Mutabakatı kapsamında tarım sektörünü bekleyen dönüşüme değinen Yiğit Ateş, dünyada değişen tarım politikaları ile birlikte tarımın da artık ekilen bir ürün olmaktan çıkıp uluslararası ilişkilerde kullanılan ciddi bir argüman haline geldiğini ifade etti. AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında tarımda 5-6 maddelik eylem planı oluşturduğunu bunlardan en önemlisinin pestisit kullanımı olduğuna vurgu yapan Ateş, “Avrupa Birliği tarımda pestisit kullanımını yüzde 50, kimyasal gübre kullanımını yüzde 20 azaltmayı planlıyor. Aslında Türkiye olarak pestisit konusunda kötü bir durumda değiliz. Örneğin biz, Avrupa ülkelerine göre daha az pestisit kullanıyoruz ancak bizim temel sorunumuz maalesef bilinçsiz kullanım. Dolayısıyla bizim asıl yapmamız gereken pestisit gibi kalıntıları, ilaçları kullanırken, üreticilerimizi kesinlikle bilinçlendirmemiz, daha doğru bir kullanıma gitmemiz lazım” diye konuştu.